İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin eski daire başkanlarından, kadim dostum Murat Özel, bu günkü tabloyu özetleyen anlamlı bir değerlendirme yapmış.

Ülkemizin kırk yılı aşan süredir mücadele ettiği “bölücü terör” on binlerce askerimizi, polisimizi ve sivil vatandaşımızı şehit etti. Toplum vicdanında sarılması olanaksız yaralar açtı. Kaybettiklerimizin unutulmaması ve her daim anımsanması düşünülmüş olsa gerek adları caddelere, meydanlara, sokaklara, üst geçitlere ve okullara verilmeye başladı. Her ilde, ilçede, belde ve hatta köyde şehit adını taşıyan yollar, binalar, okullar çığ gibi arttı

Yapılan bu uygulama yıllar içerisinde artarak devam etti. Ne terör bitiyor ne de şehitlerimizin arkası alınıyordu. Terör insanlarımızı yaşamdan kopartırken bizler bir yerlere yitirdiklerimizin adlarını veriyorduk! Yollar, sokaklar, cadde ve meydanlar için olmasa da, okulların adları değişmeye başladıkça insanların geçmiş anılarıyla da bağları zayıflamaya başladı. Mezun olduğunuz ilkokulun, orta okulun yada lisenin adı değişti. Bir konu için aradığınızda, internetten baktığınızda okulunuzun adını bulamaz duruma geldiniz. Ben şu okuldan mezun oldum dediğinizde “öyle bir okul yok abi” diye yanıtlar verilmeye başlandı.

Bununla birlikte ipin ucu öylesine kaçtı ki, yetişen yeni kuşaklar yürüdükleri sokaklarda, oturdukları parklarda, eğitim gördükleri okullarda sürekli bir şehidin adını görerek büyümeye başladılar. Unutulmasın, adı yaşasın, saygımızı gösterelim derken duyarsızlık yaratıldı. Her yerde ŞEHİT … diye başlayan tabelalar gençlerde hassasiyet yaratacağına umursamazlığı getirdi. Toplum belleğine yerleşmiş mekanlar ve yerlere verilen yeni adlar pek benimsenmedi. 1973 yılında Cumhuriyetimizin 50’nci yılında açılan Boğaziçi Köprüsü’nün adı bile, “15 Temmuz Şehit Köprüsü” olarak değiştirdi. Peki günlük yaşamda yeni adıyla anılıyor mu? Çok az…

​Türkiye olarak hiçbir konuda ifrat ve tefriti ayarlayamıyoruz maalesef. Şehitlerimize saygımızı ifade edelim derken, her yere yazdığımız “şehit” ibareleriyle yeni gelen kuşaklarda “şehadetin Allah katında nasıl şerefli makam olduğunu” anlatamaz olduk. Sıradanlaştırdık… ​Ayrıca eski Türkiye, Yeni Türkiye diyerek, Cumhuriyet döneminde yapılan, inşa edilen bir çok tesis, yapı ve kurum, kapatılarak, yıkılarak adları unutturulmaya çalışıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün adını taşıyan havalimanı kapatıldı. Onun yerine İstanbul’da inşa edilen Türkiye’nin en büyük havalimanına Kurucu Önderin adı neden verilmedi? Bir suikasta kurban giden ABD Başkanı J.F.KENEDY yada İkinci Dünya Savaşında Fransa’nın direnişini örgütleyen General Charles de Gaulle havalimanları bir saygı ifadesiyken ATATÜRK HAVALİMANI kapatılarak toplumun geçmişiyle bağları zayıflatılmaya çalışıldı!